14 Temmuz 2012 Cumartesi

Kolesterol ve Lida Hakkında

Kolesterol ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan bir tanesi iyi kolesterol ya da yüksek yoğunluklu kolesterol olup damarlara yapışan kolesterol’ ü tekrar kana karıştırarak idrar yolu ile vücuttan uzaklaştırdığından iyi kolesterol olarak adlandırılmaktadır. İyi kolesterol zayıflama döneminde ve Lida düzenli tüketimi süresi içerisinde önemlidir. Buna karşılık kötü kolesterol yada düşük yoğunluklu lipoprotein ise tersine kandaki serbest kolesterolü damar yüzeyine yapıştırdığından ve damar daralmasına yol açtığından kötü kolesterol olarak tanımlanmaktadır. Bu da Lida’ nın da diğer zayıflama aktivitelerinin de önüne geçen büyük engellerden biridir. Buna karşılık düşük yoğunluklu lipoprotein yani kötü kolesterol aslında bilinenin aksine zararlı olmayıp sadece oksijenle reaksiyona girdiği ve oksitlendiği zaman tam anlamı ile kötü kolesterol haline dönüşmektedir. Düşük yoğunluklu kolesterolün oksitlenmesi ile oksidasyon yani iltihaplanma neticesinde oluşan iltihap yapıcı toksik maddeler (toksik radikaller), içme suyundaki flor ve klor ve de kanda bulunan homosistein adlı bir amino asit’tir. Bu nedenle kalp hastalıklarının gelişmesinde asıl dikkate alınması gerekli parametre oksitlenmiş kötü kolesterol ya da diğer adı ile oksitlenmiş düşük yoğunluklu lipoprotein olmalıdır. Kötü kolesterol’ ü oksitleyen ise başta oksidasyon ve onun neden olduğu iltihap yapıcı toksik serbest radikallerdir ki gene antioksidant kullanımının ne kadar önemli olduğunu işte asıl bu noktada görmekteyiz. Antioksidant yönünden zengin yeşil yapraklı ve narenciye meyve tüketerek iltihaplanma ve ona bağlı iltihap yapıcı madde oluşumunu engelliyor, böylelikle kolesterolünüzün kalp hastalıklarına neden olan kötü ya da oksitlenmiş kolesterol’ e dönüşümünü engellemiş oluyorsunuz. Bu da Lida’ nın etkisini size aktarmasına yardımcı olacaktır. Tabii ki aynı doğrultuda doğal olarak kalp ve damar hastalıklarına karşı da korunmuş oluyorsunuz.

0 yorum:

Yorum Gönder