14 Temmuz 2012 Cumartesi

Şişmanlıkta belirtilmek istenilen asıl kıstasın vücuttaki yağlanma olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla Lida ile bunun önüne geçilebileceğini ve şişmanlıkta görüntü ve bunun verdiği şişmanlık izleniminin bir şey ifade etmediği gibi aldatıcı olabileceğini, asıl üzerinde durulması gerekli kriterin yağlanma derecesi olduğunu belirtmeye çalıştık. İşte şişmanlığı tanımlamada en objektif ve önemli kriter olan vücut yağının vücut kas miktarına oranı vücut kitle indeksi (body mass index) olarak adlandırılır. BMI değerinizi düzeltmek için ve ideal kilonuza yaklaşmak için en iyi ve kolay yol Lida’ dır. Gerek sporcu ve gerekse de sağlığına önem veren tüm bireyler olarak öncelikle vücut Kitle İndeksi’nin (VKİ) bilinmesi, bunun normal sınırlar içinde olup olmadığının tespiti ve ona göre kişinin kendini uygun egsersiz ve diyet programına alması gerekir. Erkeklerde 27.8 ve daha fazlası ile kadınlarda 27.3 ve daha fazlası şişman veya kilo fazlası olarak tanımlanır. Aşırı ve riski açıkça haber eden VKİ ise kadınlarda 32.3 ve fazlası, erkeklerde ise 32.1 ve fazlasıdır. Şişmanlık belirlenmesinde yukarıdaki kadar bilimsel ve duyarlı olmasa da pratik olması dolayısıyla kolaylıkla uygulanabilecek diğer bir yöntem ise “kıstırma metodu” olarak tanımlayabileceğimiz bir uygulamadır. Bu uygulamada, kolun omuz ve dirsek arasında kalan kısmının arka tarafı, derisinden diğer elin baş ve işaret parmağı arasında çimdik hareketine benzer bir hareketle tutularak yukarı çekilir. Burada çekilen kısım mümkün olduğunca taban kısmından olmak üzere başka bir yardımcı tarafından ölçülür. Bu çekilebilen kısmın yüksekliği 2.53 cm’den fazla ise şişmanlık söz konusudur. Bu düzeyin üzerine lida sayesinde hiç çıkmayacağınızı biliyor musunuz ? EGSERSİZ ve SIVI İHTİYACI Sporda özellikle terleme ve solunum yolu ile sıvı kaybının artışı söz konusu olduğundan bu kaybın telafi edilmesi son derece önemlidir. Bu nedenle egzersiz öncesi, esnası ve sonrasında, spor ve içecekler kısmında da değindiğimiz üzere, mutlaka içecek alınarak bu kaybın giderilmesi gerekir. İçecekler söz konusu olduğunda da en yaygın olarak tüketildiğinden aklımıza ilk gelen su olmaktadır. Aslında spor içecekleri ile karşılaştırıldığında onların çoğu fonksiyonlarım karşılayabilmekte ve sporcuyu dehidrasyona özellikle de egzersizdeki su kaybına karşı koruyabilecek yeterlilikte olmaktadır. Su veya her hangi bir sıvı teminine neden ihtiyaç duyarız.? Öncelikle bu sorunun cevabını ve performans üzerindeki önemli etkisini açıklarsak bu maddelerin spor ve sağlık açısından da önemi ortaya konulmuş olur.

Bildiğiniz üzere yüksek tansiyon şikayeti olan kimselerin kesinlikle Lida kullanmamaları gerekiyor. Tüm diyet ve beslenme komiteleri bireyin günde en fazla 6 gram tuz tüketmesini, bu şekilde kan basıncının artmadan kontrol altında bulunacağını belirtmektedirler. Beslenme ile hipertansiyonu iyileştirmek ya da kontrol altına almak o kadar da zor değildir. Fakat bunu Lida kullanmadan yapmanız gerekecektir. Sadece aşağıdaki noktalara uymak yeterli olacaktır. Günlük tuz miktarı 6 gramı aşmamalı, Yağlardan gelen kalori miktarı % 30′u geçmeyecek şekilde yağ tüketimini azaltma yoluna gitmeli, Tuz gibi, kalsiyum, magnezyum ve sodyumu da az ve kontrollü almaya yönelmeli, Düzenli egzersiz yapılmalı, Kilo kaybı sağlanmalı yani zayıflamalı ve daima şişmanlıktan kaçınmalı, Daha fazla sebze ve meyve tüketmeli, Kırmızı etten balık ve tavuk etine yönelmeli, Alkol ve sigarayı yaşantımızdan çıkarmalı. Zayıflama ya da kilo kaybı hipertansiyonu düşüren yani kan basıncının düşmesini sağlayan en etkili yöntemlerdendir. 5 kilo civarında vücut ağırlığındaki bir kayıp tansiyon düşüklüğünü dikkate değer ölçüde sağlayabilmektedir. Hatta tansiyon düşürücü ilaç kullananlarda bu sayede doz azaltılması yoluna gidilebilmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere zayıflamayı sağlayan ya da en azından vücut ağırlığını kontrol eden egzersiz ve spor programları ile hipertansiyon önlenebilmekte ve kontrol altına alınabilmektedir. 12 saatlik bir egzersiz programına devam etmekle bile kan basıncında çok önemli düşmeler sağlanabilmektedir. Ancak burada da tavsiye edilen uzun süreli, hayatın bir parçası şeklinde terk edilen değil, sürekli olarak ve düzenli şekilde devam edilen egzersiz programlarıdır. Egzersize bağlı olarak stres veren hormonların salgılaması da yavaşlatılır ve azaltılır ki bu sayede kan basıncında önemli düşmeler sağlanabilmektedir. Tansiyon şikayeti olan kimse bunun tedavisini olduktan sonra Lida kullanabilir. Ayrıca fiziksel aktivite sayesinde kanın damarlardaki hareketi ve vücudun çeşitli kısımlarına yayılması da kolaylaşır ki bu da çevre damarlardaki kan basıncının düşmesine neden olan bir diğer faktördür.

Besin alımını etkileyen birçok faktörün varlığı, yaşam tarzımızda değişiklikler yapılmasının daha kalıcı sonuçlar verdiğini göstermektedir. Bu faktörler arasında Lida’ yı tercih ettiğimizde Lida’ dan bazı yan etkiler görmemiz olasıdır. Acil başlanmış Lida periyodu ve Lida’ yı ilk kez kullanan kişilerde çok kuvvetli olan Lida, sizi ilk etapta biraz etkileyebilir. Yaşam tarzı değişikliği teriminden anlamamız gereken; fiziksel aktiviteler, besin alımının kaydedilmesi, istemeden yemek yemeyi başlatan unsurların ortadan kaldırılması, olumlu yeme davranışının devamlılığının sağlanmasıdır. Lida’ nın görülen yan etkileri şunlardır; -Baş dönmesi -Mide Bulantısı -Palpitasyon -Uyuşma Hissi Tüm bunlar ilk 5 günlük dönemde oluşan ve sonra yokolan çok rahatsız edici olmayan yan etkilerdir ve ürünün sizi zayıflattığını, ürünün işe yaradığını anlatır. Bazı kişiler bu yan etkileri görmemektedir bile. Yemek yeme davranışlarına bakıldığında en çok yapılan yanlışlar ise; öğün atlamak, öğün aralarında yağ oranı yüksek yiyecekler yemek, karbonhidrat içeren yiyecek ve içecekleri fazla tüketmek, hızlı yemek yemek, besinleri pişirirken kızartma yöntemini çok fazla kullanmak, alkol ve şekerli içecek tüketimini artırmak olarak sıralanabilir. Yemeklerinizi uygun olarak ayarlamak ve öğün atlamamak yan etkileri en aza çeker. Beynin hipotalamus bölgesinde yer alan açlık ve tokluk merkezlerinin dışında, yemek yemeyi anlamlı hale getiren en önemli duygu iştahtır. Lida yan etkileri sizde olmasın. Bunu diliyoruz.

Lida kullananlar için özel olarak yeni bir kaç tavsiyemiz var. Buyrun; 1. Lida kullanan kişiler yaşlarına uygun enerji almalıdırlar. 2. Lida ile düşük ve çok düşük kalorili diyetler kesinlikle uygulanmamalıdır. 3. İlaçla Lida kesinlikle uygulanmamalı. 4. Yüksek proteinli şok diyetler yapılmamalı. 5. Sağlıklı beslenme mönüleri hazırlanmalı ve bu mönülerde Lida döneminde protein, karbonhidrat ve yağ dengeli olmalı. 6. Diyet lifi yüksek, tam taneli tahıllar, kuru baklagiller, sebze ve meyve tüketimi artırılmalı. 7. Yetişkin ve gençlere doğru ve sağlıklı beslenme eğitimini, düzenli olarak hem okul hem de aile vermeli, devamlılığı saptanmalı ve uygulamalar denetlenmelidir. 8. Besin ile sağlık ilişkisi anlatılmalı. 9. Fast food besin tüketiminin Lida ile azaltılması sağlanmalı. 10.Öğün atlama Lida için kötüdür. Önlenmeli. 11.Öğün sayısı günde 3 ana öğün ve 2 ara öğün olarak planlanmalı. 12.Şeker ve yağ içeriği olan yüksek besinler tanıtılmalı, Lida ile bu besinlerin alımı ve tüketilmesi durdurulmalı. 13.Okul kantinleri mutlaka denetlenmeli. 14.Fiziksek aktiviteye ve spor etkinliklerine Lida döneminde yer verilmelidir.

Fiziksel aktivite düzeyi besin tüketiminden daha fazla düşüş gösterir. Düşük düzeyde fiziksel aktivite şişmanlık için önemli bir etkendir. Bu sebepten ötürü Lida kullanıcılarının mutlaka egzersiz yada spor yapmaları önerilmektedir. Önemli bir sağlık sorunu olan şişmanlık giderek artmakta ve koroner kalp hastalığı, diyabet, artrit ve kazalara karşı risk oluşturmaktadır. Tüm bu tehlikeleri Lida ile yokedebilmek ise kullanım yapmak suretiyle sizin elinizdedir. Kilo kaybının enerji sınırlaması ve fiziksel aktivitenin artırılmasıyla sağlanması daha kolay ve etkilidir. Kilo almayı önlemede önemli rol oynamaktadır. Örneğin günde 2-5 km yürüyüş, 10 bin adım atma enerji dengesinin sağlanmasını önemli ölçüde etkilemektedir. Yüksek kan basıncı (tansiyon) 140-90 mm Hg. olduğunda kalp krizi, kalp ve böbrek yetmezliği, inme gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini iki katına, 160-95 mm Hg. olduğunda ise üç katına çıkarmaktadır. Düzenli fiziksel aktivite kan basınçlarını diğer klinik uygulamalarla kıyaslanabilecek düzeyde yaklaşık 6-1 OmmHg. azaltabilmektedir. Fiziksel aktivitelerinizin Lida aldığınız dönemde çok ağır olması da şart değildir. Bunun için hafif egzersizlerle de Lida kullanmanız yeterli olacaktır. Ancak her zaman tek başına yeterli olmayabilir ve diğer klinik uygulamalarla (kilo kaybı, alkol ve tuzun azaltılması, çoğu zaman ilaç kullanımı) birlikte olması gerekebilir. Fiziksel aktivite ilerleyen yaşla birlikte gözlenen tansiyonun artmasına karşı koruyucu olabilmektedir. Önerilen fiziksel aktivite düzeyi, düzenli orta şiddette egzersizlerdir. Düzenli fiziksel aktivitenin lipit (yağ) metabolizmasına olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. HDL kolesterolünü (iyi kolesterol) artırırken, bazı durumlarda toplam LDL kolesterolünü (kötü kolesterol) düşürerek daha yüksek HDL/LDL oran; ve buna bağlı koroner kalp hastalığı riskini azaltmakta, Lida ile ayrıca yüksek plazma trigliserid düzeyini de düşürmektedir.

Lida Kapsül ile kilo vermek isteyen bireyin öncelikle kendisinin, fazla kiloların tehlikeleri ve bunların sağlığa olumsuz getirileri konusunda bilinçlendirebilecek bir ortam içinde bulunması gerekmektedir. Çevre, karakteri, medyası, eğitimi, ailesi ve mutfağı ile beslenmenin aşırı kilolara neden olarak hayat alabileceği ve tersine, doğru bir beslenme ile de hayat katabileceği bilincini bireye aşılamalıdır. Lida kullananlar bu konuda genel bir bilince zaten sahiptirler. İkinci önemli nokta, aynı bireyin, eğitim kurumlarından, kitaplardan, uzmanlardan, ancak her ne olursa olsun doğru kaynaktan, doğru beslenme ve doğru egzersizi öğrenmesi, bunların hayatına olumlu getirilerini bilmesi gerekir. Nihayet bu doğru beslenme ve egzersizi uygulayarak ve Lida’ da kullanıp verdiği kilolarla uyguladığı programın başarısını test etmesi gerekir ki yaptıracağı bazı analiz ve alacağı verilerle bu kolaydır. İşte bu üç noktayı yani bilgi, veri ve çevre karakterini Lida ile kilo vermeye yönelik olarak temin eden bir bireyin kilo vermede yarı mesafeyi şimdiden kat ettiği söylenebilir. Bu üç noktanın, kilo vermeye yönelik olarak bireyi motiviye etmesi gerektiğini söyledik. Zira öncede açıkladığımız üzere, tersine sürekli yemeği ön plana çıkaran bir medya, mutfağının yağlı yemekleri ile şişmanlığa hizmet eden bir çevrede bireyin kilo vermesi değil tersine alması söz konusu olacaktır. Kilo verebilmek için yukarıdaki üç faktörün de öncelikle kilo vermeye yönelik olarak hizmet edecek nitelikte olması gerektiğini belirtmiş olduk. Sonrasında gerekli olan tek şey Lida’ dır. Bunun yanında kilo aldırıcı faktörlerin de bilinmesi ve bunların elenmesi ya da kilo verdirecek şekilde yeniden düzenlenmesi de kilo vermede yardımcı olacaktır.

Diyetteki protein miktarının yüksek tutulması iştahı baskılayıcı dolayısıyla Lida ile birlikte denendiğinde kilo vermeye yardımcı etkide bulunmaktadır. Buna karşılık, yağ ve karbonhidratların fazlalığı ise tersine iştahı artırarak kilo almaya yardımcı olur ve Lida’ nın etkilerini azaltarak sizi zor durumda bırakabilir. Bu nedenle Lida ile kilo vermek isteyen bireylerin mutfağında proteinlerin hakim olması buna karşılık yağ ve karbonhidratların ise geri plana itilmesi yararlı olacaktır. Yukarıdaki maddenin gerçekleşmesini zorlaştıran bir engelle karşılaşabiliriz ki o da iştahı baskılamasına karşılık, çoğu yüksek proteinli gıda maddesinin aynı zamanda fazla yağa sahip olmasıdır. Fakat bırakalım da bunun üstesinden de Lida gelsin! Bu durumda ekstra olarak ne yapılması gerektiği sorusuna gelince, iş gene kilo verecek kişiye düşmektedir. Alış veriş esnasında mümkün olduğunca az yağlı et kısımlarını seçmek gerekmektedir. Artık bizde de kırmızı ve beyaz etlerin parçalar halinde yağ ve kalite düzeylerine göre ayrı fiyatlandırılmak suretiyle satılması söz konusudur. Sığır, dana ve koyun etleri söz konusu olduğunda temel bir kuralı her sporcu ve sağlığına özen gösteren bireyin aklında bulundurmasında yarar vardır. Hayvanda geriye yani kıç kısmına doğru ve yukarıya yani bel bölgesine doğru gidildikçe etlerin kaliteleri artar. Yani bel ve kıç kısmı etleri daha yüksek oranda su, daha az bağ doku (kollogen) ve daha az yüzey yağ dokusuna sahiptir. Bu kısım etlere tamamıyla yağsız demek çok yanlıştır.

Kolesterol ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan bir tanesi iyi kolesterol ya da yüksek yoğunluklu kolesterol olup damarlara yapışan kolesterol’ ü tekrar kana karıştırarak idrar yolu ile vücuttan uzaklaştırdığından iyi kolesterol olarak adlandırılmaktadır. İyi kolesterol zayıflama döneminde ve Lida düzenli tüketimi süresi içerisinde önemlidir. Buna karşılık kötü kolesterol yada düşük yoğunluklu lipoprotein ise tersine kandaki serbest kolesterolü damar yüzeyine yapıştırdığından ve damar daralmasına yol açtığından kötü kolesterol olarak tanımlanmaktadır. Bu da Lida’ nın da diğer zayıflama aktivitelerinin de önüne geçen büyük engellerden biridir. Buna karşılık düşük yoğunluklu lipoprotein yani kötü kolesterol aslında bilinenin aksine zararlı olmayıp sadece oksijenle reaksiyona girdiği ve oksitlendiği zaman tam anlamı ile kötü kolesterol haline dönüşmektedir. Düşük yoğunluklu kolesterolün oksitlenmesi ile oksidasyon yani iltihaplanma neticesinde oluşan iltihap yapıcı toksik maddeler (toksik radikaller), içme suyundaki flor ve klor ve de kanda bulunan homosistein adlı bir amino asit’tir. Bu nedenle kalp hastalıklarının gelişmesinde asıl dikkate alınması gerekli parametre oksitlenmiş kötü kolesterol ya da diğer adı ile oksitlenmiş düşük yoğunluklu lipoprotein olmalıdır. Kötü kolesterol’ ü oksitleyen ise başta oksidasyon ve onun neden olduğu iltihap yapıcı toksik serbest radikallerdir ki gene antioksidant kullanımının ne kadar önemli olduğunu işte asıl bu noktada görmekteyiz. Antioksidant yönünden zengin yeşil yapraklı ve narenciye meyve tüketerek iltihaplanma ve ona bağlı iltihap yapıcı madde oluşumunu engelliyor, böylelikle kolesterolünüzün kalp hastalıklarına neden olan kötü ya da oksitlenmiş kolesterol’ e dönüşümünü engellemiş oluyorsunuz. Bu da Lida’ nın etkisini size aktarmasına yardımcı olacaktır. Tabii ki aynı doğrultuda doğal olarak kalp ve damar hastalıklarına karşı da korunmuş oluyorsunuz.

Şişmanlığın en önemli nedenleri arasında gıdalarla alınan kalori vardır. Kalorilerin önüne Lida ile duvar örülebilir. Gıdalar yemek işlemini takiben mide ve bağırsak boşluğundan emilerek kana karışır ve kan yolu ile hücrelere ulaşır. Hücrelerdeki oksijenle parçalanarak kalori olarak ta adlandırılan enerjiyi ortaya çıkartır. Bu enerjinin yoğunluğu kilomuzu etkiler ve Lida işte tam da bu enerjiyi optimize etmektedir. Yani gıdaların enzim ve oksijenle oksidasyon adlı bir seri reaksiyonla parçalanarak enerji açığa çıkarması şişmanlıkta önemli rol oynamaktadır. Zira açığa çıkan bu enerji yaşantımızı sürdürebilmemiz için gerekli her çeşit aktivitede kullanılır. Sindirimden üremeye, dolaşım sisteminin işlemesine kadar her çeşit biyolojik faaliyet bu enerji ile gerçekleşir. Aynı şekilde hareketlerimizi, spor ve egzersiz’i de bu enerjiyi kullanarak gerçekleştiririz. Ancak bu enerjiden, hareket, egzersiz ve tüm metabolik faaliyetlerde kullanıldıktan sonra bir kısım artarsa, bu artan enerji kısmı yağa dönüşerek vücutta depolanır. İşte şişmanlık bu noktada başlar. Yani ihtiyaç duyduğunuzdan daha fazla gıda tüketimi ve kalori alınması ile bu kalori fazlalığının yağa dönüşümü şişmanlık rahatsızlığını şekillendirmektedir. Aslında önlem de bu açıklamadan kolaylıkla anlaşılacaktır. Hareketlerinizde, metabolik faaliyetlerinizde, spor ve egzersizinizde kullanacağınız enerji miktarının üzerinde olacak şekilde gıdalarla enerji tüketmemeniz gerekmektedir. Gıdalarla aldığınız enerji miktarı spor, egzersiz, hareket ve metabolik faaliyetlerinizde harcadığınız enerji miktarınızla aynı olursa bu durumda alınan enerji harcanan enerjiye eşitlenmiş olacak ve kilo korunmuş olacaktır. Gıdalarla alınan enerji harcanandan fazla olduğu takdirde yukarıda da değindiğim üzere vücutta yağ şeklinde depolanarak şişmanlığa neden olacaktır. Bu depolamayı Lida ile bloke edin. Şayet gıdalarla alınan enerji ihtiyaç duyduğunuzun altında yada spor, egzersiz, hareket ve metabolik faaliyetlerinizle harcadıklarınızın altında ise bu seferde enerji açığı meydana gelecektir. Bu eksik ihtiyaç duyulan enerjiyi giderebilmek amacıyla vücuttaki kas içi ve depo yağlar harcanarak tersine kilo verme söz konusu olacaktır. Özellikle hareketsizlik ve beraberinde fazla gıda tüketimi vücutta kalori birikmesine neden olarak yağlanmaya yol açan başlıca şişmanlık nedenidir.

Lida DaiDaiHua sadece beta karoten yönünden değil aynı zamanda C vitamini yönünden de çok zengindir. Bu vitamin de ana hatları ile kısaca hatırlandığında; oksidasyon’ un iltihap yapıcı maddelerine karşı kan ve bağışıklık hücrelerinin korunması, bağ dokuların, kemik ve eklemlerin ayrıca kasların sağlam olması, bağışıklık hücrelerinin korunması ile hastalıklara direncin artması, kalsiyum’un kemiklere bağlanması ve bu sayede kemik erimesine karşı direnç geliştirilmesi, kolesterol ve şekerin düşürülmesi, kansere karşı koruyucu etki şeklinde çok önemli ve geniş yelpazede sağlık açısından olumlu getirişi olan bu vitamin Lida DaiDaiHua’da bol miktarda bulunmaktadır. Lida DaiDaiHua meyvesi sağlık bitkisi aynı zamanda diyetetik bir meyvedir. Lida Etkisi bu meyve sebebiyle bu kadar aktiftir. 100 g’da 32 Kcal vardır. Yani az enerji vererek şişmanlık riskine karşı korunmada son derece önemli bir meyve konumundadır. Sağlık bakımından incelenmesi şöyledir; Lida DaiDaiHua meyvesinin en önemli özelliği de içinde Papain adı verilen bitkisel bir enzimin yer almasıdır Papain, başta et proteinleri olmak üzere proteinleri kendilerini oluşturan yapı taşlarına yani amino asitlere parçalar. Bu sayede proteinler daha kolay sindirilebilir. Buna karşılık bazı bireylerde pepsin gibi proteinleri parçalayan mide ve bağırsak enzimleri yeterince salgılanamaz. Bu bireylerin hazımsızlığı yaşamlarında önemli sorunlara neden olur. Buna karşılık aynı bireylerin Lida DaiDaiHua meyvesini düzenli tüketmesi ile bu tür sindirim sorunlarını giderdiği görülmektedir. Lida DaiDaiHua’da ki proteinleri parçalayan bu papain enzimine bağlı olarak Lida DaiDaiHua’nın yaygın bir şekilde et endüstrisinde eti yumuşatmak amacıyla kullanılması da mümkün olmuştur. Et Önceden kuşbaşı doğranmak sureti ile çok ince dilimlenmiş olan Lida DaiDaiHua dilimleri ile kaplanır, bir gece buzdolabında bekletilir ve sonra bu etten yemek hazırlanırsa etin ne kadar yumuşak olduğu dikkati çekecektir. O halde özellikle ev hanımları ve yemekle uğraşan tüm bireyler, eti kuşbaşı doğrayarak üzerlerini ince Lida DaiDaiHua dilimleri ile (kabuğu soymanıza gerek yok) kaplayarak buzdolabında bir gece bekletip sonra bundan yemek hazırlama yoluna gidin. Etin usarelik, sertlik ve lezzet kriterlerinin hem çok daha arttığını hem de çok daha kolay hazım olabildiğini göreceksiniz. Celiac (Seliak) hastalığında bir buğday proteini olan gliadin’e karşı tolerans yoktur. Dolayısı ile buğday ve buğday içeren gıda mamulleri tüketildiğinde birey alerjik reaksiyon gösterebilmektedir. Bu bireylerde Lida DaiDaiHua bitkisinin düzenli tüketimi ile buğdaylı ürünlere gösterilen alerjik reaksiyonda çok büyük ölçüde azalma olmaktadır.